Avukat Halil İbrahim Turan - Vergi Hukuku - Vergi Davası - Vergi Mahkemesi - Vergi Avukatı

Makaleler




Defter ve Belgelerin mücbir bir sebep olmaksızın incelemeye ibraz etmemenin hukuki sonuçları nelerdir

Vergi Usul Kanununun 359'uncu maddesinin (a-2) işaretli bendinde, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerde sabit olduğu halde defter ve belgelerin vergi incelemesi yapmaya yetkili kimselere ibraz edilmemesi gizleme eylemi olarak tanımlanmış ve vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter ve belgeleri gizleyenler hakkında 359'uncu madde hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.

Aynı Yasanın 344'üncü maddesinin üçüncü fıkrasında ise vergi ziyama 359'uncu maddedeki fiillerle yol açılması halinde vergi ziyaı cezasının üç kat kesilmesi öngörülmüştür. 

Katma Değer Vergisi Kanununun 29'uncu maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, aynı Kanunun 34'üncü maddesinin 1'inci bendinde de, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar yasal defterlere kaydedilmek koşuluyla indirilebileceği kurala bağlanmıştır.

Bu düzenlemeler nedeniyle emtia veya hizmet alışını temsil eden fatura veya yerine geçen belgenin yasal defterlere usulüne uygun olarak kaydedilmesi ve bu belgelerde katma değer vergisinin ayrıca gösterilmesi, katma değer vergisi indirimi yapılabilmesinin ön koşullarıdır. Bu ön koşulların varlığının, sözü edilen defter ve belgelerin ibrazı ve incelenmesiyle saptanabileceği açıktır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 34. maddesinde bu vergiyi indirim konusu yapacak olanlara yüklenen belgelendirme zorunluluğu dışında, indirim konusu yapılacak verginin gerçekten yüklenilmiş olması da gerekmektedir. Zira, 29. madde mükelleflere, yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, bu teslimler nedeniyle düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen katma değer vergisinin indirime konu yapılmasına imkan tanımıştır. Bu yüzden, gerçekten yapılmış bir teslime dayanmaksızın düzenlenen faturalarda gösterilen verginin indirilmesi mümkün değildir.

Belgelendirme koşulunun varlığı gibi indirim konusu yapılan verginin gerçekten yapılmış bir teslime dayandığının saptanması da öncelikle mükelleflerin yasal defter ve belgelerinin, Vergi Usul Kanunu’nun 227. 171. ve 256. maddelerindeki düzenlemelere göre incelenmesini gerektirmektedir.

Nitekim Danıştay  Vergi Dava Daireleri Kurulu 16.04.2010 tarih ve 2009/157 Esas-2010/179 Karar sayılı ilamında bu hususa vurgu yaparak;  Defter ve Belgelerini mücbir sebep olmaksızın incelemeye ibra etmeyen mükellefin yüklendiği katma değer vergilerini tevsik edememesi nedeniyle indirim konusu yapılamayacağına,  defter ve belgelerini nedensiz olarak ibraz edilmemesinden dolayı Vergi  Usul Kanunun 359/a-2 bendine göre “gizleme” olarak nitelendirildiğinden Vergi Usul Kanunun 344. Maddesinin üçüncü fıkrasına göre vergi ziyaı cezasının üç kat kesilmesi  gerektiğine hükmetmiştir.

Ancak daha önce vergi idaresine ibraz edilmeyen defter ve belgelerin vergi mahkemesi yargılaması sırasında  mahkemeye ibraz edileceğinin bildirilmesi halinde ise gerçek bir ticari harekete ve teslime dayanıp dayanmadığı konusundaki saptama ancak, her türlü imkan ve yetki ile donatılmış vergi idaresi tarafından yapılacak incelemeyle ortaya konulabilir.

Nitekim bu hususta Danıştay Daireleri arasındaki içtihat farklılarını gidermek amacıyla 25 Temmuz 2019 Tarihli  30842 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan  Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu tarafından verilen 2013/3 Esas-2019/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararında davacılar tarafından, vergilendirme dönemine ilişkin yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgeler davacıdan istenilip, defterlerdeki kayıtlar incelenip, bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.

Türk Ceza Kanunu anlamında Defter, kayıt ve belgelerin vergi incelemesi sırasında ibraz edilmemesi, Vergi  Usul Kanunun 359/a-2 bendine göre “gizleme” suçu olarak değerlendirilmekte  on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasını gerektirmektedir.

Yine Uygulamada Türk Ceza Kanunun anlamında Defter, kayıt ve belgelerin vergi incelemesi sırasında ibraz edilmemesi halinde incelemeye yetkili olanlarca mükellefler hakkında Vergi  Usul Kanunun 359/b’ de düzenlenmiş sahte fatura kullanma veya düzenleme suçuna yönelik de vergi suçu raporu düzenlenmesine neden olmaktadır.

Defter ve belge ibrazı inceleme sırasında doğru vergilendirmenin yapılabilmesi için büyük önem taşıdığı gibi mücbir sebep hali olmaksızın ibrazdan kaçınılması halinde ise cezai yönden hapis yaptırımı ile de mükellefleri karşı karşıya bırakabilmektedir.

İçtihadı Birleştirme kararı ile inceleme sırasında sunulamayan defter ve belgelerin talep halinde mahkemeye sunulması imkanı sağlanmış olup; aksi takdirde KDV indirimlerinin reddi ile 3 kat vergi ziyaı cezası yaptırımı ile karşı karşıya kalınabilecektir.

vergi davasına bakan vergi avukatı olarak vergi avukatı kanalı ile açacağınız vergi davasında yukarıda belirttiğimiz hususların gözönünde bulundurulması gerekmektedir.



Diğer Makaleler



geri