Avukat Halil İbrahim Turan - Vergi Hukuku - Vergi Davası - Vergi Mahkemesi - Vergi Avukatı

Makaleler




Kanunda Öngörülen Koşulların Gerçekleşmesi Şartıyla Kanuni Temsilciler Ve Ortaklar Hakkında Da İhtiyati Haciz Kararı Alınabileceği Hakkında.

Kamu Alacağının Güvence Altına Alınması Amacıyla, Kanunda Öngörülen Koşulların Gerçekleşmesi Şartıyla Sadece Asıl Borçlu Mükellef Veya Sorumlu Hakkında Değil, Bunların Kanuni Temsilcileri Ve Ortakları Hakkında Da İhtiyati Haciz Kararı Alınabileceği Hakkında.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 3 üncü maddesinde, amme borçlusu veya borçlu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini ifade edeceği belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 13 üncü maddesinde de, ihtiyati haciz sebepleri yedi bent halinde sayılmış, bu hallerden herhangi birisinin mevcudiyeti halinde de hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahallin en büyük memurun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre derhal ihtiyati haciz tatbik olunacağı açıklanmıştır.

Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla, kanunda öngörülen koşulların gerçekleşmesi şartıyla sadece asıl borçlu mükellef veya sorumlu hakkında değil, bunların kanuni temsilcileri ve ortakları hakkında da uygulanmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır.

Danıştay 4. Dairesi 13.10.2011 tarih ve 2008/7216 Esas-2011/7431 Karar sayılı ilamında bu hususa yer vererek kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla, kanunda öngörülen koşulların gerçekleşmesi şartıyla sadece asıl borçlu mükellef veya sorumlu hakkında değil, bunların kanuni temsilcileri ve ortaklarından da teminat istenebileceğine hükmetmiştir.

Yine açıkça belirmek gerekir ki; koşulların gerçekleşmiş olması halinde ortak veya kanuni temsilci hakkında onların adına ayrıca ihtiyati haciz kararı alınması gerekmektedir.

Sorumlu şirket adına alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak ortak veya kanuni temsilci adına alınmış ihtiyati haciz kararı olmaksızın şirket ortağının veya kanuni temsilcisinin malvarlığına ihtiyati haciz işlemi uygulamayacaktır.

Nitekim Danıştay 3. Dairesi 20.03.1990 tarih ve 1989/2593 Esas-1990/939 Karar sayılı ilamında bu hususa vurgu yaparak; Limited şirket ortağı adına alınmış ihtiyati haciz kararı olmaksızın şirket adına alınan ihtiyati haciz kararına istinaden şirket ortaklarının malvarlıklarına ihtiyati haciz uygulanamayacağına hükmetmiştir.

Gerek şirket ortağı ve gerekse de şirket kanuni temsilcisi hakkında ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için yasada yazılı koşulların bu kişiler yönünden gerçekleşmiş olması da gerekmektedir.

Yine belirtmek gerekir ki, kanuni temsilcinin yöneticisi olduğu tüm şirketlerin vergi borçlarının toplamı üzerinden ihtiyati haciz kararı alınabilmesi de olanakladır.

Danıştay 3. Dairesi 07.03.1993 tarih ve 1991/1738 Esas-1993/1324 Karar sayılı ilamında bu hususa vurgu yaparak 6183 sayılı yasanın 13. Maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmesi durumunda, birden çok şirketin kanuni temsilcisi olan aynı kişi hakkında bu şirketlerin toplam borç miktarı dikkate alınarak ihtiyati haciz kararı alınmasında herhangi bir yasal engel olmadığına hükmetmiştir.

vergi davasına bakan vergi avukatı olarak vergi avukatı kanalı ile açacağınız vergi davasında yukarıda belirttiğimiz hususların gözönünde bulundurulması gerekmektedir.



Diğer Makaleler



geri